Teori (kuram): Uzmanların gerçekleştirdiği gözlem ve deneylerin sonucunda desteklenerek onay görmüş, birbiriyle tutarlı açıklama örgüsü. Teoriler, zamanın süzgecinden geçerek doğruluğunu ispatlayan yasalar bütünüdür, bir tahmin ya da ortaya atılan tezler değildir. Örneğin, Yerçekimi teorisi vardır.(Nasıl calıstıgını acıklar). Depremleri ve yeryüzü biçimlerinin oluşumunu açıkladığımız Kıtasal Sürüklenme (yani kıtaların hareket ediyor olması) bir teoridir. Gezegenlerin güneş çevresindeki yörüngesel hareketlerini açıklayan ve bize dünyanın evrenin merkezi olmadığını söyleyen Kopernik teorisidir.
EVRİM TEORİSİ GERÇEK OLSAYDI NEDEN "Teori" DİYORLAR Kİ ADINA?
"Teorinin" Bilim Dünyasında Kullanılan Anlamı İle Bizim Günlük Hayatta Kullandığımız Anlamı Farklıdır.Yani bilimsel teori ve günlük dilde “tahmin-öneri” anlamında kullanılan “teori” sözü arasında farklar var. Şimdi Size Farklı Örneklerle Anlatmaya Çalışacağım. 1) Yerçekimi Üzerinden Bir Örnekleme Verelim.
a) Öncelikle Yerçekimi, Bilimsel Bir Gerçektir. Etkilerini Görebiliyoruz, Ölçebiliyoruz. Çekim Kuvvetinin Kendisini Göremesek de, Diğer Algılarımızla Yer Çekiminin Var Olduğunu Biliyoruz. (Örnek : Bir Şeyi Elinden Bırakırsan, Yere Düşer)
b) Buna Ek Olarak “Yerçekimi Teorisi” Diye Bir Şey de Var. Bu Teori, Yer Çekiminin Nasıl Çalıştığını Anlatmaya Çalışan Bir Teoridir. Yani Kabul Edilip Edilmemesi Diye Bir Kıstas Yok, Sadece Nasıl Çalıştığı Konusunda Teorileri kapsar. (Newton’un Kütle Çekim Teorisi Ya Da Einstein’ın Rölativite Teorisi)
2) Bilimsel Bir Gerçek, ( Kanun ) Gözlemlenebilir Doğal Bir Olaydır, (Evrim, Yerçekimi, Suyun Kaldırma Kuvveti gibi). Bilimsel teori o olayın nasıl gerçekleştiğini açıklamaya çalışır, (Evrim Teorisi, Yerçekimi Teorisi, Gibi). Toparlayacak Olursak; Kanunlar, Bir Olayı Tanımlar. Teoriler, Olayı Açıklar. Eğer Bilimsel Bir Hiyerarşi Olsaydı, Teorilerin Kanunlardan Daha Üst Bir Konumda Olmaları Gerekirdi. Evrim De Bu Kriterlere Uymaktadır. Evrim, Gözlenebilen Bir Bilimsel Gerçektir. Hem Genetik, Hem Fosiller Seviyesinde Gözlemlenebilen Bir Gerçektir. Evrim Teorisi İse Bu Gerçeği, Açıklamaya Çalışan Bir Bilimsel Teoridir.
Bilim Adamlarından Dinleyelim:
Modern bilimde kuram, tutarlı bir bütün oluşturan gerçekler ve açıklamalardır. Modern fiziğin temel taşlarından olan Görelilik ve Kuantum kuramları, şu an üzerinde deliller toplanan, yeteri kadar test edilip güven verdiklerinde kanun konumuna yükselecek hipotezler değillerdir. Evrim kuramı da aynı statüye sahiptir. Biyolojideki birçok veriyi birleştirip anlaşılır kılar; henüz kanıtlanmamış, test aşamasında olan bir "tahmin" değildir.
Tez (İddia) Nedir?
Tartışmaya, iddiaya dayanarak bir öneri, fikir ileri sürmek.
Hipotez (Önerme) Nedir?
Bir gözlemin, bir olayın, bir olgunun ya da bilimsel bir problemin, üzerinde daha fazla inceleme yapılarak test edilmesine olanak veren, öneri niteliğinde açıklama.
Teori (Kuram) Nedir?
Tekrarlanan gözlem ve deneylerle, mevcut bilgi birikimi düzeyinde doğruluğu büyük ölçüde kabul edilmiş, ancak yine gözlem ve deneyler yoluyla yanlışlanabilme olasılığı bulunan, öngörülerinde doğru çıkmış hipoteze, teori (kuram) denir. Teoriler, gözlem, deney, akıl ve mantık yollarıyla her defasında doğrulanabilmelidir.
Bilim-Teori-Kanun Üzerine
A.B.D. Ulusal Bilimler Akademisi'nin Science and Creationism:a view from the National Academy of Sciences adlı kitapçığın TÜBA tarafından yapılan çevirisinden: Bilimin doğasını anlatmakta kullanılan terimler:
Gerçek: Bilimde tekrar tekrar doğrulanan bir gözlem pratik olarak "doğru" olarak kabul edilir. Ancak bilimdeki "doğru"luk hiç bir zaman son değildir. Bugün için doğru kabul edilen yarın bir değişime uğrayabilir ya da tümüyle yanlış olduğu gösterilebilir.
Hipotez: Doğal dünyaya ilişkin ve sınanabilecek çıkarımları olan, değişmeye açık bir öneri. Çıkarımlar doğrulanırsa, hipotezin doğru olma olasılığı artar. Eğer yanlışlığı gösterilirse, önerilen biçimiyle hipotez terk edilir veya değişikliğe uğrar. Hipotezler daha karmaşık ilişkiler ve açıklamalar oluşturmakta kullanılabilir.
Yasa: Belirtilen koşullarda doğal evrenin bir parçasının nasıl davranacağını gösteren bir genelleme. Kuram (Teori): Bilimde, doğal evrene ilişkin olarak bilimsel anlamda gerçekleri, yasaları, çıkarımları ve sınanmış hipotezleri içeren ve kuvvetle desteklenen bir açıklama.
Bilimde bulguların birikimiyle kuramlar gerçeğe dönüşmez.Tam tersine, kuramlar bilimin son noktasıdır. Kuramlar, yoğun bir gözlem, deney ve bilimsel yaratıcılık sonucu geliştirilmiş ileri bir anlayışı gösterirler. Çok büyük miktarda bilimsel gerçek, sınanmış hipotez ve mantıksal çıkarım içerirler.
Teoriler doğadaki olguları açıklamaya çalışırken yasalar bu olguları tanımlamaya çalışır. Yani bir yasa belli koşullar altında doğanın nasıl davranacağını açıklarken, teoriler olguların nasıl, neye göre, hangi mekanizmalarla gerçekleştiğini açıklar. Teori ile yasa arasında bilimsel geçerlilik açısından bir fark yoktur. Teoriler geliştirilerek yasaya veya kanuna dönüştürülmez. Yasa, teoriden daha üstün veya daha geçerli bilimsel bir açıklama değildir.
TEORİ VE OLGU OLARAK EVRİM
"Evrim hem bir teori hem de bir olgudur (bilimsel bir gerçektir)" şeklindeki ifadeye, biyoloji literatüründe sıkça rastlanır.Bu ifade evrimin iki şekilde kullanılması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. "Evrim olgusu" ile kast edilen, bilimsel gözlemler ve deneyler ile meydana geldiği görülmüş olan, biyolojik organizma topluluklarındaki değişimlerdir. "Evrim teorisi" ile kast edilen ise bu değişimlerin nasıl meydana geldiğinin günümüzdeki bilimsel açıklaması olan modern evrimsel sentezdir. Bu terimlerin yanlış kullanılması ve yanlış anlaşılması, evrim teorisinin doğruluğuna karşı çıkan görüşleri temellendirmek için kullanılmıştır.
Olgu ve teori arasındaki ayrım, evrimin incelenmesine mahsus değildir. Yer çekimi kanunu, kütlesi olan maddelerin birbirini çektiğini söyleyen bilimsel bir olgudur, lakin kütlesi olan maddelerin birbirini nasıl çektiğini açıklamaya çalışan farklı yer çekimi teorileri vardır. Bu yönüyle, yer çekimi hem bir bilimsel olgu hem de bir bilimsel teoridir.
Genelde "evrim" kelimesi yalnız olarak kullanıldığında, söz konusu olguların ve bunları açıklayan teorinin birleşimini ifade eder. Yine de "evrim" kelimesi bu ikisinden yalnızca birini ifade etmek için de sıkça kullanılır, bu yüzden yazarın kast ettiği anlamı belirlemek için dikkatli olmak gerekebilir.
Evrim, olgu ve teori
Evrim hem "olgu ve teori", hem "teori olmayan olgu" ve hem de "bir olgu olmayan, yalnızca bir teori" olarak nitelendirilmiştir. Bu, tartışmayı zorlaştıran bir terminolojik karışıklığı gösterir. "Evrim", "olgu" ve "teori" terimlerinin anlamları aşağıda açıklanmıştır.
Evrim
Genellikle evrim basitçe, organizma topluluklarının bir nesli ile sonraki arasında görülen, vasıflardaki veya gen sıklıklarındaki değişimler olarak tanımlanır. Bununla birlikte, "evrim" genelde şu iddiaları da içerecek şekilde kullanılır:
Yalıtılmış toplulukların vasıf oluşumlarındaki farklar, nesiller sonra yeni türlerin oluşumuyla sonuçlanabilir.
Bugün yaşayan tüm organizmalar ortak bir atadan (veya ataç gen havuzundan) gelmektedir.
« Biyolojik evrim çok küçük veya oldukça büyük olabilir; bir topluluktaki farklı alellerin (kan gruplarını belirleyenler gibi) oranlarındaki küçücük değişikliklerden en eski proto-organizmalar ile salyangozlar, arılar, zürafalar ve karahindibalara kadar peş peşe olan başkalaşımlara kadar her şeyi kapsar.»
"Evrim" terimi ayrıca, özellikle "teori" olarak kullanıldığında, daha geniş olarak doğal seçilim ve genetik sürüklenme gibi süreçleri de içerecek şekilde kullanılır.
Olgu
Olgu, genelde bilim adamlarınca deneysel verileri ya da nesnel doğrulanabilir gözlemleri ifade etmek için kullanılır. "Olgu" ayrıca daha geniş manada çok kuvvetli delillere sahip herhangi bir hipotezi belirtmek için de kullanılır.
Evrim çok kuvvetli bir şekilde delillerle doğrulanması bakımından bir olgudur. Genellikle, Dünya'nın Güneş etrafında dönmesi nasıl bir olguysa evrimin de öyle bir olgu olduğu söylenmektedir. H. J. Muller, "One Hundred Years Without Darwin Are Enough(Darwin'siz Yüz Yıl Yeter)"den olan şu alıntı hususu açıklamaktadır.
Spekülasyon, hipotez, teori, kanun ve olgu arasında yalnızca, fikrin olasılık derecesi yönünden değişken bir ölçekteki farktan söz edilebilir, kesin bir çizgiden söz edilemez. Bir şeyin bir olgu olduğunu söylediğimizde, olasılığının çok yüksek olduğunu söyleriz; öylesine yüksek ki hakkındaki şüphe bizi rahatsız etmez ve buna uygun davranmaya hazırızdır. İşte olgu teriminin tek uygun kullanımı olan bu kullanıma göre evrim bir olgudur.
ABD Ulusal Bilimler Akademisi de benzer bir açıklama getirmektedir:
Bilim adamları genelde "olgu" kelimesini bir gözlemi belirtmek için kullanır. Ancak bilim adamları, olguyu ayrıca, çok defa denenmiş veya gözlemlenmiş ve artık denemeyi veya örnekler aramayı gerektirecek zorlayıcı bir sebep kalmamış herhangi bir şey anlamında da kullanabilir. Evrimin oluşmuş olduğu, bu bağlamda bir olgudur. Artık deliller çok kuvvetli olduğundan, bilim adamları değişimle türemenin oluşup oluşmadığını sorgulamıyor.
Bilim felsefecileri hiçbir şeyi mutlak bir kesinlikle bilmediğimizi iddia etmektedirler. Doğrudan gözlemler bile "teorilerle bezenmiş", algılarımızla ve kullanılan ölçü aletleriyle ilgili varsayımlarımıza bağlı olabilir. Bu bakımdan hiçbir olgu kesin değildir.
Teori
Bilimsel teoriler, gözlemlenebilir verilerin uyumlu olduğu sağlam bir yapıyı belirtir. "Evrim teorisi" de türlerin zaman içinde gözlemlenen değişimlerini en iyi açıklayan ve evrimsel biyoloji ile ilgili bilimlerde yapılmakta olan yeni gözlemleri en iyi öngören yapıdır.
"Teori" kelimesinin bilimsel tanımı günlük dildeki anlamından farklıdır. Günlük dilde "teori", olgulara dayanmak zorunda olmayan veya denenebilir tahminlere açık olması gerekmeyen bir varsayım, bir fikir ya da bir spekülasyon anlamına gelebilir. Bilimde ise teorinin anlamı daha kesindir: Bir teori gözlemlenmiş olgulara dayanmalı ve denenebilir varsayımlara açık olmalıdır.
Bilimde mevcut bir teori, aynı derecede veya daha çok kabul edilebilir bir alternatif teorisi olmayan ve yanlışlanamayan bir teoridir. Diğer bir deyişle, bugüne kadar çelişen bir gözlem olmamış ve tabii ki yapılmış olan her gözlem teoriyi ya desteklemiş ya da en azından teoriyle tamamen çelişip, teoriyi yanlışlamamıştır. Eğer yeni gözlemler mevcut teoriyle çelişiyorsa, mevcut bulgular yeni bir açıklamaya gerek duyduğundan(bkz. paradigma değişimi), mevcut teorinin gözden geçirilmesi veya yeni bir teorinin oluşturulması gerekmektedir. Bununla birlikte teorinin yanlışlanması, teorinin dayanmış olduğu olguları yanlışlamaz.
"Olgu" ve "teori" terimleri aynen yer çekimine uygulanabildiği gibi evrime de uygulanabilir.
Yer çekimi olgusunu açıklamaya çalışan birçok teori olmuştur. Diğer bir deyişle, bilim adamları yer çekiminin ne olduğunu ve yer çekimine neyin neden olduğunu sorar. Yer çekimini açıklamak için bir modeli, yer çekimi teorisini geliştirirler. Yüzyıllar içinde yer çekiminin, Yer Çekimi Teorisi olarak nitelendirilmiş birçok açıklaması olmuştur: Aristoteles'in,Galileo'nun, Isaac Newton'ın ve şimdi de Einstein'ın. Terimler, hem gözlemlenen olguları hem de onları açıklayan teoriyi belirtmek için tek bir kelime kullanılması sonucu karışabilir. ‘’Yer çekimi’’ kelimesi gözlemlenen olguları (yani, kütlelerin gözlemlenmiş çekimi) ve onları açıklamakta kullanılan teoriyi (yani, neden kütlelerin birbirini çektiği) belirtmek için kullanılabilir. Bu sebeple yer çekimi hem bir "teori" hem de bir "olgu"dur.
Biyolojik türlerin incelenmesinde, olgulara fosiller ve bu fosillerin incelenmesi dahildir. Fosilin konumu olguya bir örnektir (olgu kelimesinin bilimsel anlamını kullanırsak). Çok hızlı üreyen biyolojik türlerde, örneğin sirke sinekleri, evrimsel değişim süreci laboratuvarda incelenmiştir. Sirke sineği topluluklarının karakter değiştirmesinin incelenmesi de ayrıca olguya bir örnektir. Yani aynen yer çekimi gözlemlerinin bir olgu olduğu gibi evrim de bir olgudur.
Bu gözlemleri açıklamak için, biyolojide, yıllar içinde birçok girişmde bulunulmuştur. Lamarckizm, Dönüşümcülük ve Ortogenez, türler hakkındaki gözlemleri, fosilleri ve diğer delilleri açıklamaya çalışmış Darvinci olmayan teorilerdendir. Bununla birlikte Evrim Teorisi, eldeki tüm verileri ve gözlemleri açıklayan bir modele dayalı, hayatın meydana gelmesi hakkındaki tüm anlamlı gözlemlerin açıklamasıdır. Bu sebeple, aynen yer çekiminin hem bir olgu hem de bir teori olduğu gibi evrim de sadece bir olgu değil ayrıca bir teoridir.
Literatürde teori ve olgu olarak evrim
"Olgu" ve "teori" arasındaki ve "evrim" kelimesinin kullanımındaki karışıklık, büyük ölçüde bazı yazarların evrimi, türlerin nesiller boyunca oluşan değişimi ve ortak atayı kast ederek kullanması, diğerlerinin ise bunun yanında terimi daha genel olarak bu değişime sebebiyet veren düzeni ihtiva edecek anlamda kullanmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, en azından biyologlar arasında, evrimin bir olgu olduğu konusunda fikir birliği mevcut gibi görünmektedir:
Amerikalı zoolog ve paleontolog George Simpson şöyle demiştir, 'Darwin...nihai ve kesin olarak evrimi bir olgu olarak kabul ettirmiştir.'
H. J. Muller şöyle yazmıştır, 'Arzu ederseniz size şunu söyleyebilirim, kesin olarak bakılırsa evrim bir olgu değildir, ya da daha iyisi, bu kelimeleri okuduğunuz veya duyduğunuzdan daha olgu değildir.'
Kenneth R. Miller şöyle yazmıştır, 'evrim, bilimde malumat sahibi olduğumuz her şey kadar bir olgudur.'
Ernst Mayr şöyle demiştir 'Temel evrim teorisi o kadar eksiksiz olarak onaylanmıştır ki çoğu modern biyolog evrimi basitçe bir olgu olarak değerlendirir. Kesin tarihlere dayalı jeolojik katmanlardaki fauna ve flora sıraları evrim kelimesi dışında nasıl tanımlanabilir? Evrimsel değişim de yalnızca, nesilden nesile gen havuzundaki değişimlere dayalı bir olgudur.'
Olgu ve teori olarak evrim
Yaygın olarak, "olgu" organizmaların vasıflarında nesiller boyunca gerçekleşen gözlemlenebilir değişiklikler için kullanılırken, "teori" kelimesi ise bu değişikliklere neden olan düzen için kullanılmaktadır:
PaleontologStephen Jay Gould şöyle yazmıştır, 'Evrim bir teoridir. Ayrıca da bir olgudur. Ve teoriler ile olgular artan kesinliğe dayalı bir hiyerarşinin basamakları değil, farklı şeylerdir. Olgular dünyanın verileridir. Teoriler olguları açıklayan ve yorumlayan düşünce yapılarıdır. Bilim adamları olguları açıklamak için rakip teorileri birbiriyle çekiştirdiğinde olgular yok olmaz. Einstein'ın yer çekimi teorisi Newton'ınkinin yerini aldı ama elmalar sonucu bekleyip, havada asılı kalmadılar. Ve de insanlar, Darwin'in öne sürdüğü süreçle yahut henüz keşfedilmemiş olan bir süreçle, maymun benzeri atalardan evrimleştiler.'
Benzer bir şekilde, biyolog Richard Lenski şöyle demiştir, 'Bilimsel anlayış hem olgulara hem de onları tutarlı bir biçimde açıklayabilecek olan teorilere ihtiyaç duyar. Evrim, bu kapsamda, hem bir olgu hem de bir teoridir. Organizmaların Dünya'da yaşamın tarihi boyunca değiştiği, ya da evrimleştiği aşikar bir olgudur. Ve biyologlar belli başlı değişim düzenlerini açıklayabilen süreçleri belirlemiş ve incelemiştir.'
Teori olmayan olgu olarak evrim
Türlerin nesiller boyunca değişimi ve bazı durumlarda da ortak ata üzerine odaklanmış olan yorumcular, "teori" terimini kullanmanın olumlu olduğunu reddederken destekleyici delillerin ağırlığını vurgulamak için evrimin bir olgu olduğunu belirtmişlerdir:
R. C. Lewontin şöyle yazmıştır, 'Evrimsel sürecin öğrencilerinin, özellikle yaratılışçılar tarafından yanlış aktarılmış ve kullanılmış olanların, evrimin bir teori değil bir olgu olduğunu söyleme vakti gelmiştir.'
Douglas Futuyma Evrimsel Biyoloji kitabında şöyle yazmıştır 'Organizmaların ortak atalardan başkalaşımlarla türediği ifadesi -evrimin tarihsel gerçekliği- bir teori değildir. En az Dünya'nın Güneş etrafında döndüğü olgusu kadar olgudur(gerçektir).'
Richard Dawkins şöyle demiştir, 'Tüm hakiki bilim adamlarının mutabık olduğu şey bizzat olgu olan evrim teorisidir. Gorillerin, kanguruların, denizyıldızlarının ve bakterilerin kuzenleri olduğumuz bir olgudur(gerçektir). Evrim, güneşin ısısı kadar olgudur. Bir teori değildir, ve artık lütfen böyle adlandırarak felsefi olarak tecrübesiz olanların kafasını karıştırmayalım. Evrim bir olgudur.'
Neil Campbell 1990 yılında yayınlanan biyoloji ders kitabında şöyle yazmıştır, 'Bugün, neredeyse tüm biyologlar evrimin bir olgu olduğunu kabul etmektedir. Teori terimini, hayatın nasıl evrimleştiğini açıklamaya çalışan modelleri ifade etmek dışında kullanmak artık uygun değildir... şunu anlamak önemlidir ki hayatın nasıl evrimleştiği hakkındaki mevcut sorular hiçbir şekilde evrimin bir olgu olmasıyla zıtlık belirtmez.'
Tahmin gücü
Bilimde temel bir ilke bir bilimsel teorinin tahmin gücünün olmasıdır ve bu tahminlerin doğrulanması teori için önemli ve zaruri bir dayanak olarak görülmektedir. Evrim teorisi bu gibi tahminler sağlamıştır. Aşağıdakiler buna örnektir:
Genetik bilgi, moleküler biçimde neredeyse tamamen aynı olacak şekilde aktarılmalı ama çok küçük değişikliklere de açık olmalıdır. Bu tahminin yapılmasından bu yana biyologlar, mutasyon oranı kabaca her hücre bölünmesi için nükleotit başına 10-9 olan DNA'nın varlığını keşfettiler; bu da tam olarak böyle bir mekanizma sağlar.
Bazı DNA dizileri çok farklı organizmalarda ortaktır. Evrim teorisine göre iki organizma arasındaki bu gibi DNA dizilerindeki farklar hem anatomilerine göre aralarındaki biyolojik farkla hem de fosil delillerde görüldüğü gibi, evrim sürecinde bu iki organizmanın ayrılması üzerinden geçen süreyle kabaca uyuşmalıdır. Bu gibi farkların yığılma oranı, önemli RNA veya proteinleri kodlayan bazı diziler için düşük, daha az önemli RNA veya proteinleri kodlayanlar için yüksek olmalıdır; ama her spesifik dizi için evrim süresinde farklılaşma oranı kabaca sabit olmalıdır. Bu sonuçlar deneysel olarak onaylanmıştır. Buna iki örnek; büyük oranda korunmuş olan rRNA'yı kodlayan DNA dizileri ve büyük oranda korunmamış olan fibrinopeptitleri (fibrin oluşumu sırasında atılan aminoasit dizileri) kodlayan DNA dizileridir.
2004'ten önce, paleontologlar kaya içinde neredeyse 365 milyon yıllık; boynu, kulağı ve dört bacağı olan amfibi fosilleri bulmuşlardır. 385 milyon yıldan daha eski kayalarda ise yalnızca bu amfibi özelliklere sahip olmayan balıklar bulabilmişlerdir. Evrimsel teoriye göre amfibiler balıklardan evrimleştiğine göre 365 milyon ve 385 milyon yaşları arasındaki kayalarda bir ara form bulunmalıydı. Böyle bir ara form, 385 milyon yıl veya daha öncesinden kalma birçok balık benzeri özelliğe sahip olmalı ama aynı zamanda birçok ampfibi özelliği de bulundurmalıdır. 2004'te, özellikle bu fosil formu aramak için Kanada arktiğine yapılan bir keşif seferinde 375 milyon yıllık kayaların içinde Tiktaalik fosilleri bulunmuştur.
İlgili kavramlar ve terminoloji
Spekülatif veya varsayımsal açıklamalara hipotez denir. Sağlam bir şekilde denenmiş açıklamalara teori denir.
"Olgu", "mutlak kesinlik" anlamına gelmez. Stephen J. Gould'un sözlerinden: ''Bilimde "olgu", yalnızca "kesin olmayan kabulden kaçınmak uygunsuz olacak düzeyde onaylanmış" anlamına gelir."
Doğa bilimlerinde bir teorinin "kanıt"ı yoktur. Kanıt yalnızca matematik gibi formal bilimlerde yer alır. Bir hipotez veya teori tarafından yapılan tahminlerin deneysel gözlemine doğrulama denir.
Bir bilimsel kanun, bir bilimsel teori ile ilgili bir kavramdır. Basit bir temele dayalı çok sağlam bir şekilde kurulmuş "teorilere" genelde bilimsel "kanun" denir. Örneğin "yer çekimi kanunu", "doğal seçilim kanunu" ya da "evrim kanunları"nın bahsine çokça rastlanabilir.
Teori – Bilimsel Teori – Kanun – Bilimsel Gerçek
Evrim’le ilgili bilgisi tesadüfi ve yüzeysel olanlardan sık sık duyulan bir şikayet “Evrim kanıtlanabilse idi, teori olmazdı, kanun olurdu. Kanıtlanmamış bir şeyi ben kabul etmem”.
Elbette bilimsel teori ve günlük dilde “tahmin-öneri” anlamında kullanılan “teori” sözü arasında farklar var. Konuyu şimdi açmam sanırım ileride de bu şekilde gelecek yorumlara kolayca cevap verebilmem için gerekli.
Öncelikle, en büyük yanlış kanı, bilimsel teorilerin, “kanıtlandıktan” sonra “kanun”luğa terfi ettiği, yani “teori” sözünü içeren bir konunun henüz kanıtlanamadığı. Böyle bir şey yok. Bir konuyla ilgili hem bir kanun, hem bir teori ve aynı zamanda bilimsel gerçeklikten sözedebiliriz.
Bir örnekle açıklayalım, zira seçtiğim örnek Evrim karşıtlarının en sevdiği örnektir: yerçekimi.
Öncelikle yerçekimi, bilimsel bir gerçektir. Etkilerini görebiliyoruz, ölçebiliyoruz. Çekim kuvvetinin kendisi göremesek de, diğer algılarımızla yer çekiminin var olduğunu biliyoruz. (Örnek : bir şeyi elinden bırakırsan, yere düşer)
Buna ek olarak “Yerçekimi teorisi” diye bir şey de var. Bu teori, yer çekiminin nasıl çalıştığını anlatmaya çalışan bir teoridir. Yani kabul edilip edilmemesi diye bir kıstas yok, sadece nasıl çalıştığı konusunda teorileri kapsar. (Newton’un teorisi ya da Einstein’ın Rölativite Teorisi)
Son olarak da, Newton tarafından ortaya kondan “Yerçekimi kanunu” vardır. Bu kanun, kütle, uzaklık ve yer çekimi kuvveti arasındaki matematiksel ilişkiyi formüle eder. Belli bir kütleyi belli bir yükseklikten atarsanız meydana gelecek hareketi (ya da bilinmeyen başka bir veriyi) bulmaya yarar.
Özetle,
bilimsel bir gerçek, gözlemlenebilir doğal bir olaydır, (Evrim, yerçekimi, suyun kaldırma kuvveti gibi)
bilimsel teori o olayın nasıl gerçekleştiğini açıklamaya çalışır, (Evrim teorisi, yerçekimi teorisi, gibi)
Kanunlar, bir olayı tanımlar. Teoriler, olayı açıklar. Eğer bilimsel bir hiyerarşi olsaydı, teorilerin kanunlardan daha üst bir konumda olmaları gerekirdi. Evrim de bu kriterlere uymaktadır. Evrim, gözlenebilen bir bilimsel gerçektir. Hem genetik, hem fosiller seviyesinde gözlemlenebilen bir gerçektir. Evrim teorisi ise bu gerçeği, açıklamaya çalışan bir bilimsel teoridir.
Bir diğer ifadeyle, eğer bir gün zaman makinesi icat edilebilse, ve zamanın başlangıcından itibaren canlıların oluşmasını saniye saniye izleyip, Evrim sürecinin işleyişini herhangi bir karanlık nokta kalmayacak şekilde açıklayabilsek bile, Evrim Kanunu diye bir şey olmayacaktır.
Evrim süreci, şüpheye yer bırakmayacak şekilde gözlemlenebilen ve bilimsel metodlarla ölçülebilen bir gerçektir. Evrim teorisinin ise açıklaması gereken bir çok nokta olduğu bir başka gerçektir. Ancak açıkladığı kadarıyla bile -ki bilimsel bir teori olmasının getirdiği bir yükümlülükle teori kanıtlara dayanmaktadır- Evrim gerçeğini en iyi şekilde açıklayan teori olduğu su götürmez bir gerçektir.
Konuyla ilgili daha detaylı yazılar, internette bolca mevcuttur.
Kaynak: Bu yazı şüphecimelek blogundan alınmıştır.